Tuğba Paloluoğlu, hafta sonu ailesiyle birlikte kayak yapmak için Kartepe’deki tatil beldesine gitti. Chambrelle ile kayan Tuğba Paloluoğlu, 14 Ocak günü saat 17.30 sıralarında pistten çıkarak yaklaşık 3 metre yükseklikten düştü. Ağır yaralanan Paloluoğlu, yakınları ve işçiler tarafından dışarı çıkarıldı. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından ilçedeki özel bir hastaneye kaldırılan Paloluoğlu kurtarılamadı. Tuğba Paloluoğlu toprağa verilirken, oğulları Murathan Yaşık (26) ve Muhammed Yaşık (23), şirketin pist yakınındaki tel örgülerde açıklık olduğu iddiasıyla şikayette bulundu. Otopside Paloluoğlu’nun ölümünün omurga kırıkları, çoklu kaburga kırıkları ve omurilik yaralanmaları nedeniyle meydana geldiği belirtildi. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, operatör İ.’yi gözaltına aldı. T. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
OPERATÖR ESAS OLARAK KUSURLUDUR
Dosyada görevlendirilen bilirkişinin hazırladığı raporda; bunun bir kaza olduğunu, kayak pisti yöneticisinin pistte bazı basit önlemler almasına rağmen kazayı önleyemediğini, yöneticinin genel olarak 5662 sayılı kanundan habersiz olduğunu belirtti. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuat uygulamalarının yerine getirilmediğini, bu nedenle restoran ve kayak pisti müdürü bu kazada kusurun ağırlıklı olarak İ.T olduğunu, teknik olarak suçluluk yüzdesinin ise 1.000 olduğunu beyan etti. Savcı ise bu oranın yüzde 70 olması bekleniyor. ihmal. Paloluoğlu’nun ölümüyle ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, yön kontrolü, durma ve yavaşlama olmaksızın tüp üzerinde kaymayı gönüllü olarak onayladığı, olası risk ve kazayı öngöremediği, bu nedenle risk altında olduğu belirtildi. Arıza oranı %30 olarak tahmin edilmiştir.
6 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTİYORUZ
İddianamede İ.T. “Taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcı ayrıca sanığın taksirli suçtan hüküm giymiş olması halinde 3 aydan az, 3 yıldan fazla olmamak üzere meslekten men edilmesini talep etti.
Kocaeli 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada mahkeme kararını açıkladı. Tutuksuz sanık İ.T., merhum Tuğba Paloluoğlu’nun ailesi ve ailenin avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada, sanık İ.T. şunları söyledi: “Kaza günü mağdur, ailesi ve yakınlarıyla birlikte işyerine geldi. Ateş yakacaklarını, piknik yapacaklarını ve kayak yapmak istediklerini söyledi. Daha sonra bu kişilere simitleri verdim. Tesisteki şirket çalışanlarına ait odalar kayak pisti boyunca uzanıyordu. Ben koşarken Tuğba Hanım orada bulunanlar tarafından üst kata çıkarıldı. “Aldım ve ısıtmaya çalıştım. Daha sonra ambulans geldi ve onu hastaneye götürdük. Daha sonra öldüğünü duydum.”
“Bu olayda hiçbir başarısızlığım olduğunu söyleyemem.”
Metal çitin açık olup olmadığını söylediği de duyulan sanık İ.T., şunları söyledi: “2006 yılından bu yana bu işi yapıyorum. İşyerimde kaygan zeminler ve başka tehlike işaretleri var bunu söyleyemem. Bu kazada benim bir hatam yok, benim hatam var ama en büyük hata benim değil zaten. “Bu kazanın gerçekleşmesine çok üzüldüm. Keşke bu olay yaşanmasaydı. Öncelikle hakkımdaki suçlamayı kabul ediyorum” dedi.
“TEL TEL OLMADIĞI İÇİN DÜŞTÜ”
Tuğba Paloluoğlu’nun oğlu Muhammed Yaşık da şunları söyledi:
“Tüpleri alıp ilk kez kayak yapmaya gittiğimizde annemin bindiği tüp tel çitlerden uçtu. Hemen annemin yanına gittik. Annemin yanına gittiğimizde eli ve yüzü yere düşmüştü. Karda mahsur kalan annemi kardan çıkardık ve yardım için bağırdık. 5 dakika sonra battaniyeyi getirdiler. 10 kişi annemi battaniyenin üstünde kafeteryaya taşıdık. Onu ilk aldığımızda bize “Ellerim ve ayaklarım kırıldı. Ellerim ve omuzlarım kırıldı. Hemen ambulans çağırdık ve onu hastaneye götürdük. Annemin yerde kaldığını söylediler. parça.” “Vardı ama annemin kaydığı tel çitler açıldı. Orada tel olmadığı için annem 2-3 metre kadar düştü.”
Paloluoğlu’nun diğer oğlu Murathan Yaşık da ağabeyinin söylediklerini tekrarladığını belirtti.
İNDİRİMLİ YAPTIRIM DA PARA CEZASINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Ailenin avukatı, raporda yer alan hata yüzdelerini kabul etmediğini söyledi. Sanık İ.T. Bilirkişi görüşüne ilişkin ise şunları söyledi: “Kazanın kusuru yüzde 70 değil ama benimdi. Eğer ben böyle bir kusurlu olsaydım, başkaları da yaralanabilirdi. Kusura bakmayın, keşke böyle bir kaza olsaydı. olmuş.” Olmadı.”
Mahkeme, sanığın “taksirle kişinin ölümüne neden olmak” suçunu işlediğine karar vererek 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyetinin, sanığa geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sırasındaki davranışları nedeniyle indirim uygulanarak 2,5 yıl hapis cezası verdiği, bu cezanın sanığın kişiliği dikkate alınarak 45 bin 500 TL adli para cezasına çevrildiği, suçun sosyal ve ekonomik durumu ve niteliğine göre adli para cezasına dönüştürülen 24 bin 500 TL’nin aylık taksitlerle ödenmesine karar verildi.
“İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı”
Duruşmanın ardından mahkeme önünde konuşan Tuğba Paloluoğlu’nun kayınbiraderi Sümmani Yaşık, karara itiraz edeceklerini söyledi. Yaşık, çok üzüldüğünü belirterek, şöyle konuştu: “İnsan hayatı bu kadar basit ve basit olmamalı. Karşı taraf suçlu diye bilirkişinin yüzde 70’lik suçlamasına rağmen 3 yıl hapis cezası önce indirime sonra da indirime dönüşüyor. güzel, günlük 50 TL, ayda 50 TL olması çok komik.” “1.500 TL ödemeyle 45 bin lira para cezasına çevrildi. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı, bu kadar basit olmamalı. Gerçekten üzgünüz.”
‘Kararlara itiraz edeceğiz’
Yaşık, tel örgünün söküldüğünü gösteren videoları savcılığa ve hakime sunduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bir insan başkasına yumruk atsa bile çok büyük para ve hapis cezaları veriliyor. Orada bu karara karşı çıkacağız. Saraylar Adalet, hukukun üstünlüğünü, insani değerlerin üstünlüğünü ve insan varlığının değerini dikkate alır.” “İnsan hayatına kastetme durumunda cezalar caydırıcı olmalı, tel örgülerin yırtıldığına dair video kayıtlarını savcılığa ve hakime sunduğumuz halde hakim böyle bir karar verdi” dedi. (DHA)