İzmir'in Narlıdere ilçesinde 13 Mayıs 2018'de inşaatta ölü bulunan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık'ın 26 yaşındaki oğlu Dorukhan Büyükışık'ın kazasına ilişkin dava dosyası yeniden açıldı. Beş inşaat işçisi “kasten adam öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanırken, bir polis memuru hakkında da “görevi kötüye kullanma” suçundan “taksir” suçundan dava açıldı. Soruşturma kapsamında haklarında dava açılan polis memurları hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Davanın ikinci duruşması İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme, dosyaların birleştirilerek İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi. Böylece, kasten adam öldürme suçundan yargılanan beş sanığın yer aldığı dosyada, görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanan sekiz polis memuru yer alırken, davadaki sanık sayısı 13'e yükseldi.
“SON BELGELERİ DE VERECEĞİM”
Duruşmanın ardından Dorukhan Büyükışık'ın babası emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, eşi ve yakınlarıyla birlikte İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Ellerindeki bilgi ve belgeleri adli heyet ve Başsavcılıkla paylaştıklarını belirten Büyükışık, sanıkların ifadelerine ilişkin şunları söyledi: “Bugün yapılan duruşmada, 2018 yılında görev yapan birçok kolluk kuvvetinin karıştığı bu cinayetle ilgili elimizdeki tüm bilgi ve belgeleri bir kez daha adli komisyonumuz ve Başsavcılıkla paylaşma fırsatı bulduk. Bugün sanıklar tarafından bir kez daha “Masumum, masumum, görmedim” dediler, “'Duymadım, bilmiyorum' gibi cevaplar aldık.” Bazı davetli polislerin duruşmada bulunmadığını belirten Büyükışık, şöyle konuştu: “Umarım Emniyet Genel Müdürlüğü çağrımı dinler, onları yakalar, ifadelerini alır ve sonra en azından askıya alır. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne dönüyorum: Önümüzdeki hafta Teftiş Kurulu'nun başlattığı soruşturmayı incelemek üzere Ankara'ya gideceğim. Ayrıca son evrakları da teslim edeceğim. Şimdi bitirin. Ebeveyn olarak sorduğumuz soruları yanıtlayın. Suç işleyen bu organize suç örgütünün mensupları, namuslu, namuslu, zeki ve temiz polis memurlarımızdan kurtulun. Mahkeme kararını beklemeyin. “Onlardan isteğimiz budur” dedi.
“KURUMLARIMIZIN TEMİZLİĞİ BİZİ GELECEĞE GÜVENLE TAŞIYACAK”
Büyükışık, iki ayrı adli dosyanın birleştirilmesiyle ilgili gelişmeyi de şöyle anlattı: “Bugün İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya katılan ve İzmir Başsavcılığınca görevlendirilen savcımızın teklifiyle, bu kolluk kuvvetlerinin görevini kötüye kullanmaları olayının kasten adam öldürme davasıyla doğrudan ilgili ve bağlantılı olduğunu tespit ettiler. İzmir Asliye Ceza Mahkemesi bu davayı İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen kasten adam öldürme davasıyla birleştiriyor.” verilmiş. Kasten cinayet davasında şu anda beş sanık yargılanıyordu. Şu ana kadar o davanın sanık sayısı 13'e çıktı. 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu konuda ne karar vereceğini bilmiyoruz. Yargıtay'ın takdiri. Sabırlı olalım. Yedi buçuk yıl bekledik. Biraz daha bekleyebiliriz. Adaletin yerini bulacağına tüm kalbimle inanmak istiyorum. Bu nedenle tüm yetkili makamlara sesleniyorum. Adli Tıp Kurumu başta olmak üzere Adli Tıp Kurumu'nda lütfen sahte adli ilaç kullanmayınız. Raporu yazan kişi, üst üste dört kez, iki kez Birinci İhtisas Kurulu'nda ve iki kez de en yüksek genel kurul olan Üçüncü Üst Kurul'da. Ayrıca Eylül ayında İzmir Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tokdemir ve Dokuz Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özgür Can'ın hazırladığı sahte raporlarla beş kez adli tıp raporu yazan 62 profesör, doçent ve tıp uzmanının şimdi ne yaptığını kendinize sormaya davet ediyoruz. Kurumlarımızı temizlemenin bizi güvende tutacağını “bunu geleceğe taşıyacak” diye açıkladı.
“GÜZEL BİR ÜLKE KURALIM”
“Bu güzel ülkenin ve güzel insanlarının iyi yönetilmeye ihtiyacı var” diye devam eden Büyükışık, “Onların adil ve güvenli bir ülkede yaşamaya hakları var. Bizler oğlumuzu kaybettik. Eşim ve ben artık bu dünyaya ait değiliz. Oğlunu, kızını kaybeden her anne baba gibi. Biz araftayız, bu mücadeleyi kendimiz için vermiyoruz. Biz bunu sizler için, bu ülkenin güzel insanlarının çocukları ve torunları için yapıyoruz. Ben burada bir çağrı yapıyorum. Suçlu olabilir. Devletin her kurumundaki insanlar.” Ben eyaletliyim. 40 yıl boyunca formayı giydim. Bu çok doğaldır. Toplumun içinde olanın kurumlara yansımasıdır. Kurumlarımız biziz. Ama önemli olan devlet ve onun bilgeliğidir: Suçlular devlet kurumlarına yerleştirilemez. Sonucu ne olursa olsun, kime giderse gitsin çözülüp vücuttan atılır. Emniyet Genel Müdürlüğümüz, Adalet Bakanlığımız, Adli Tıp Enstitümüz, Jandarma Genel Komutanlığımız, pırıl pırıl ve temiz personeliyle vatan milletine ve büyük Türk milletine hizmet etmeye devam etmektedir. Lütfen bu soruşturmaların önünü açın. Sana soruyorum. Çocuklarımıza, torunlarımıza güzel bir ülkeyi hep birlikte kuralım, Dorukhan bizi çok yukarıdan, çok uzaklardan görsün. “'Ben bu acıyı boşuna çekmedim' desin” dedi.